Kırda Öğle Yemeği, Manet |
Bir zamanlar, güzellik ve çirkinlik birbirinden net bir
şekilde ayrılıyormuş.
Bir gün Güzel ve Çirkin birlikte, bir nehire yüzmeye girmişler. Güzel nehirdeyüzerken, nehirden çıkan Çirkin, Güzel'in elbiselerini giymiş. Güzel'de nehirden çıkmak isteyince bakmış ki kendi elbiseleri yok. Bunun üzerine mecburen Çirkin'in elbiselerini giymiş. O günden bu yana insanların büyük bir kısmı Güzel ile Çirkin'i birbirlerinden ayıramaz olmuşlar. Ancak Güzel ve Çirkin'i tanıyanlar, onları gözlerinden ve davranışlarından çıkarabiliyorlarmış.
Bir gün Güzel ve Çirkin birlikte, bir nehire yüzmeye girmişler. Güzel nehirdeyüzerken, nehirden çıkan Çirkin, Güzel'in elbiselerini giymiş. Güzel'de nehirden çıkmak isteyince bakmış ki kendi elbiseleri yok. Bunun üzerine mecburen Çirkin'in elbiselerini giymiş. O günden bu yana insanların büyük bir kısmı Güzel ile Çirkin'i birbirlerinden ayıramaz olmuşlar. Ancak Güzel ve Çirkin'i tanıyanlar, onları gözlerinden ve davranışlarından çıkarabiliyorlarmış.
Bu hikayeyi az çok hepiniz duymuşsunuzdur. Bende bu resimde
o hikayenin bir parça başkalaşmış halini görmekteyim. Arkadaki figürü –ki kendisi
perspektif olarak yanlıştır ve genel kompozisyon daha önceki eserlere
benzememektedir lakin manet bunu
biliyordu ve kendi aykırı sanatını –maniyerizmi- oluşturmak adına böyle bir
karar aldı. – çirkinlik olarak baz
alırsak çirkin burada güzelliğin kıyafetlerini çalmış, kendi kıyafetlerinide
beraberinde götürerek izini kaybettirmiştir. Ve güzellik –olanca doğallığı ve
ihtişamıyla- bizlere bakmaktadır; çırılçıplak. O günden beri insanlar hakikatin
ve güzelliğin peşine düşmemişlerdir. Kendi seyirlerine dalmışlardır. Halbuki
insan sürekli bir oluşum içerisindedir ve hakikat çırılçıplak gözler önündedir.
kaygı ve utanç duymadan bizim onun
peşine düşmemizi beklemektedir. Çünkü bilir insanın içinde sönüp gitmeyecek
umutlar vardır ve bir gün o umutlar tüm ihtişamıyla ortaya çıkar…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder